The sample sentences have been compiled from various sources and although they have been proofread, there may be some omissions. The sentences do not necessarily reflect the ideology and opinions of Tureng.com. Please let us know about sentences with political, social and sensitive content that offend you.

	Englisch	Türkisch
1	take part	yer almak	v.
	Some people maintain that they took part in the massacre. Bazı kişiler katliamda yer aldıklarını iddia etmektedir. This was the first time I had taken part in one of these delegations. İlk kez bu heyetlerden birinde yer alıyordum. Among the five most advertised medicines at least, no one would have a right to take part in even the pilot project. En azından en çok reklamı yapılan beş ilaç arasında, hiç kimse pilot projede bile yer alma hakkına sahip olmayacaktır. It is a privilege to have the opportunity of taking part in this debate. Bu tartışmada yer alma fırsatına sahip olmak bir ayrıcalıktır. I just pray that one day I take part in a debate when things are getting better. Ben sadece bir gün her şeyin daha iyiye gittiği bir tartışmada yer almak için dua ediyorum. I took part in that debate; let there be no mistake about that. Bu tartışmada yer aldım; bu konuda bir hata olmasın. Remember that the United States did not want to take part in this meeting, and that they often threatened to withdraw. ABD'nin bu toplantıda yer almak istemediğini ve sık sık çekilme tehdidinde bulunduğunu hatırlatırız. They want to take part in a real public debate. Gerçek bir kamusal tartışmada yer almak istiyorlar. In recent years, ever younger athletes have been taking part in major sporting events. Son yıllarda daha genç sporcular büyük spor etkinliklerinde yer almaktadır. Poland, however, is taking part in a war in violation of international law and the Charter. Ancak Polonya, uluslararası hukuku ve Bildirge'yi ihlal eden bir savaşta yer almaktadır. Poland, however, is taking part in a war in violation of international law and the Charter. Ancak Polonya, uluslararası hukuku ve Şartı ihlal eden bir savaşta yer almaktadır. Very often, however, they are hindered from taking part in our society. Ancak çoğu zaman toplumumuzda yer almaları engellenmektedir. The European Parliament is obviously very welcome to take part in the election observer mission. Avrupa Parlamentosu'nun seçim gözlemci misyonunda yer alması elbette memnuniyetle karşılanacaktır. It is my belief that Parliament must take part in the discussions on this list. Parlamentonun bu liste üzerindeki tartışmalarda yer alması gerektiğine inanıyorum. I would, however, warn against having the EU take part in the aid work. Bununla birlikte, AB'nin yardım çalışmalarında yer almasına karşı uyarıda bulunmak isterim. It should not be allowed to take part in the Commonwealth Games. İngiliz Milletler Topluluğu Oyunlarında yer almasına izin verilmemelidir. Small and medium-sized businesses, above all, need to take part in the distribution of these funds. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin bu fonların dağıtımında yer alması gerekmektedir. They will, therefore, not be able to take part in that meeting. Dolayısıyla bu toplantıda yer alamayacaklar. I believe, therefore, that this is a successful result, and I should like to thank all those who took part in this work. Bu nedenle bunun başarılı bir sonuç olduğuna inanıyorum ve bu çalışmada yer alan herkese teşekkür etmek istiyorum. I believe, therefore, that this is a successful result, and I should like to thank all those who took part in this work. Dolayısıyla bunun başarılı bir sonuç olduğuna inanıyorum ve bu çalışmada yer alan herkese teşekkür etmek istiyorum. Particularly everyone who took part in the working party in order to find a compromise. Özellikle de bir uzlaşma bulmak amacıyla çalışma grubunda yer alan herkes. This will allow Parliament to take part too in planning this vital aspect of legislative work. Bu sayede Parlamento da yasama çalışmalarının bu hayati yönünün planlanmasında yer alabilecektir. As a democratic country, Taiwan should be able to take part in such organisations. Demokratik bir ülke olarak Tayvan bu tür organizasyonlarda yer alabilmelidir. I think that official assistant vets should be able to take part in ante mortem inspections in abattoirs. Resmi veteriner yardımcılarının mezbahalardaki ante mortem denetimlerde yer alabilmesi gerektiğini düşünüyorum. Which countries will take part? Hangi ülkeler yer alacak? Women are not even allowed to take part in the distribution of bread under the UN world food programme. BM dünya gıda programı kapsamında ekmek dağıtımında kadınların yer almasına bile izin verilmiyor. I found it interesting to take part as a shadow rapporteur on behalf of the Liberals. Liberaller adına gölge raportör olarak yer almayı ilginç buldum. Perhaps certain Ministers have taken part in this game, but that is not the important thing. Belki bazı bakanlar bu oyunda yer almış olabilir, ancak önemli olan bu değil. Perhaps certain Ministers have taken part in this game, but that is not the important thing. Belki de bazı Bakanlar bu oyunda yer almışlardır, ancak önemli olan bu değildir. A number of Member States took part in both stages of the operation. Bir dizi Üye Devlet operasyonun her iki aşamasında da yer almıştır. Sweden has taken part in a number of summits and processes. İsveç çok sayıda zirve ve süreçte yer almıştır. The Turkish Cypriots have been invited to take part in the accession negotiations as part of the Cypriot delegation. Kıbrıslı Türkler, Kıbrıs heyetinin bir parçası olarak katılım müzakerelerinde yer almaya davet edilmiştir. Our company wants to take part in that research project. Şirketimiz o araştırma projesinde yer almak istiyor. Our company wants to take part in that research project. Şirketimiz bu araştırma projesinde yer almak istiyor. I took part in the English speech contest. İngilizce konuşma yarışmasında yer aldım. Would you take part in the project? Projede yer alır mıydınız? I want to take part in the next triathlon. Bir sonraki triatlonda yer almak istiyorum. Do you like taking part in this dangerous experiment? Bu tehlikeli deneyde yer almak hoşuna gidiyor mu? For myself, I would like to take part in the game. Kendi adıma, oyunda yer almak istiyorum. Dan remained reluctant to take part into Linda's plan. Dan, Linda'nın planında yer almak konusunda isteksiz kaldı. I took part in the company party. Şirket partisinde yer aldım. He took part in the meeting. Toplantıda yer aldı. Your son took part in the student movement, I hear. Oğlunuzun öğrenci hareketinde yer aldığını duydum. That's why I also want you to take part in this meeting. Bu yüzden senin de bu toplantıda yer almanı istiyorum. The important thing is not to win the game, but to take part in it. Önemli olan oyunu kazanmak değil, oyunda yer almaktır. They want to take part in the Olympic Games. Olimpiyat Oyunları'nda yer almak istiyorlar. The important thing is not to win the game, but to take part in it. Önemli olan oyunda kazanmak değil, oyunun içinde yer almak. He took part in the anti-war demonstration. Savaş karşıtı gösteride yer aldı. He took part in the summer festival. Yaz festivalinde yer aldı. Susie was unable to take part in the game because she wasn't feeling well. Susie, kendini iyi hissetmediği için oyunda yer alamadı. Did he take part in any war? Herhangi bir savaşta yer aldı mı? All took part in the negotiations. Hepsi müzakerelerde yer aldı. He took part in a big scam. Büyük bir dolandırıcılıkta yer aldı. He took part of this non-profit organisation to help make his vision of the world become reality. Dünya vizyonunu gerçeğe dönüştürmek için kar amacı gütmeyen bu organizasyonda yer aldı. Do you plan on taking part in the interview? Röportajda yer almayı düşünüyor musun? She took part in our project. Projemizde yer aldı. She took part in the assembly. Toplantıda yer aldı. The teacher took part in the children's games. Öğretmen çocukların oyunlarında yer aldı. Tom took part in a promotional event. Tom bir tanıtım etkinliğinde yer aldı. Tom took part in the kidnapping of Mary's daughter. Tom, Mary'nin kızının kaçırılmasında yer aldı. Tom took part in the search. Tom aramada yer aldı. He is said to have taken part in the battle. Savaşta yer aldığı söyleniyor. Learning probably takes place in virtually every activity in which we take part. Öğrenme, muhtemelen içinde yer aldığımız hemen her faaliyette gerçekleşir. I'm happy to take part in this project. Bu projede yer aldığım için mutluyum. Show More (61)
2	take part	katılmak	v.
	We will make them a festival in which all people around the world will take part for peace and unity. Bu maçları dünyanın dört bir yanındaki tüm insanların barış ve birlik için katılacağı bir festival haline getireceğiz. It is good that the international community is involved, but also that the Arab League is to take part. Uluslararası toplumun sürece dahil olması ve Arap Ligi'nin de bu sürece katılacak olması iyi bir gelişme. It is good that the international community is involved, but also that the Arab League is to take part. Uluslararası toplumun sürece dahil olması ve Arap Birliği'nin de bu sürece katılacak olması iyi bir şeydir. Bulgaria and Romania will take part as observers. Bulgaristan ve Romanya gözlemci olarak katılacak. All in all it has been a good debate and I should like to thank all those who have taken part. Sonuç olarak iyi bir tartışma oldu ve katılan herkese teşekkür etmek isterim. So, to all who took part, including our other colleagues, many thanks. Dolayısıyla, diğer meslektaşlarımız da dahil olmak üzere katılan herkese çok teşekkürler. There was a low turnout and few women took part. Seçimlere katılım düşüktü ve çok az kadın katıldı. So, to all who took part, including our other colleagues, many thanks. Diğer meslektaşlarımız da dahil olmak üzere katılan herkese çok teşekkürler. We have learnt that the British Government is taking part, almost on a daily basis, in aerial attacks on Iraq. İngiliz Hükümeti'nin neredeyse her gün Irak'a yönelik hava saldırılarına katıldığını öğrendik. Obviously I did not sign in, but I was here and I did take part. Açıkçası oturum açmadım ama buradaydım ve katıldım. The question is no longer whether, but when, the United States will take part. Artık soru ABD'nin katılıp katılmayacağı değil, ne zaman katılacağıdır. That was because I was also taking part on behalf of the presidency in the Conference of Committee Chairmen. Çünkü Komite Başkanları Konferansına Başkanlık adına ben de katılıyordum. Anyone wishing to take part must have the opportunity to do so. Katılmak isteyen herkes bunu yapma fırsatına sahip olmalıdır. A total of 30 countries presently take part. Halihazırda toplam 30 ülke katılmaktadır. It is my conviction that everyone should take part. Benim inancıma göre herkes bu sürece katılmalıdır. It is my conviction that everyone should take part. Benim inancım herkesin katılması gerektiği yönünde. We mentioned voting at the European elections, in which less than 50% of voters took part. Seçmenlerin %50'sinden daha azının katıldığı Avrupa seçimlerinde oy kullanmaktan bahsettik. What will I be doing if I decide to take part? Katılmaya karar verirsem ne yapacağım? You can take part if you want. İsterseniz siz de katılabilirsiniz. In total, 103,000 people from 160 countries took part. Toplamda 160 ülkeden 103.000 kişi katıldı. There is no age limit, so everyone can take part. Yaş sınırı yoktur, herkes katılabilir. How many people can take part at the same time? Aynı anda kaç kişi katılabilir? If you still wish to take part. Eğer hala katılmak istiyorsanız. Anyone undertaking a full-time photography course can take part. Tam zamanlı fotoğrafçılık kursuna katılan herkes katılabilir. A total of 121 people took part. Toplam 121 kişi katıldı. All you need to do to take part is to connect your Amazon Prime account to Twitch TV. Katılmak için tek yapmanız gereken Amazon Prime hesabınızı Twitch TV'ye bağlamak. But I don’t have to take part. Ama katılmak zorunda değilim. How many patients took part and how long did it take? Kaç hasta katıldı ve ne kadar sürdü? Each country that was a member of the European Broadcasting Union could take part. Avrupa Yayın Birliği'ne üye olan her ülke katılabilir. Dan remained reluctant to take part into Linda's plan. Dan, Linda'nın planına katılmak için isteksiz kaldı. Show More (27)
3	take part	rol almak	v.
	Let us make sure that they are destroyed, and allow Europe to take part in their destruction. Biz onların yok edilmesini sağlayalım ve Avrupa'nın da onların yok edilmesinde rol almasına izin verelim. Show More (-2)